PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Kanser yapan tohumlar, İsrail’den


AYDIN
05-17-2009, 02:47 PM
Kanser yapan tohumlar, İsrail’den…



Tarım; dünya sektörleri arasında, önem açısından, hemen hemen her zaman ilk sıralarda yer alıyor. Gelecek yıllar da ise en stratejik ürün “tarım ürünleri “olacak.

Ancak ne vahimdir ki, bu gerçeğe rağmen toprakları tarıma oldukça elverişli olan Türkiye, yurtiçi üretim bir yana, dış ticarette de oldukça başarısız. Bu alanda söz sahibi olan ise İsrail, ABD ve Fransa…

Bu ülkelerde ise üreticiler ve üretim materyalleri en iyi şekilde korunmakta…

Bizde ise hem tarım alanları olarak, hem de çiftçiler açısından sorunlar gün geçtikçe büyüyor.

Üstelik Türkiye, bu ülkeler içerisinde bulunan İsrail için, tarım ilaçları, tohum, gübre, fidan, tarım alet ve makineleri alanında önemli bir pazar halini almış durumda…

-----------------------------

14 Mayıs Dünya Çiftçiler günüydü. Bu münasebet ile tarım sektörümüz ile ilgili bir araştırma yapmak istedim…

Karşıma çıkan tablo ise oldukça korkunçtu…

-------------------------------

Topraklarının hemen hemen yarısı çöl olan İsrail, buna rağmen dur durak bilmeden çalışıp, birçok alanda olduğu gibi genetik tarım ve gıda sektörünü de tekeline almak için engel tanımıyor.

Ülkemizde ise bilinçsiz olarak, tarımda verim artışı gerekçesiyle uygulanmakta olan suni gübre ve kimyasallar sonucu, toprak, su ve hava kirliliği gün geçtikçe artış kaydediyor.

Bu ilaç ve suni gübreler toprağı verimsizleştiriyor, toprağın verimi düştükçe ise çiftçi her geçen yıl daha da fazla ilaç ve gübre kullanmak zorunda kalıyor. Böcekler ilaca bağışıklık kazanınca da onları öldürebilmek için çok kuvvetli zehirler devreye sokuluyor.



Tarım ve yem ürünlerinin tohum piyasasını elinde tutan İsrail ise tüm ülkeleri kendine bağımlı hale getirmeye çalışıyor.

Bu yolla genetiğini bozduğu ürünleri dünya piyasasına yayan İsrail, insanları hastalıklı hale getirerek, kendi dışında olan nesilleri yok etmeyi hedefliyor. Türkiye’nin İsrail’den ithal ettiği genetiği bozulmuş tohumlar ise milyon tonları buluyor.

Tehlike’nin farkına varan İsviçre, Polonya, Suudi Arabistan, Zambiya ve Gürcistan gibi ülkeler ise bu suni tohum ve benzeri maddelerin tarlalarda ekilmesini tamamen yasaklamış bulunuyor.

İsrail insan neslini yok etmek ve Siyonizm’e çok büyük paralar (katrilyonlar) kazandırmak için sebze ve meyvelerin dışında, bebek mamasından çikolatalara kadar yüzlerce üründe de aynı yöntemi kullanıyor. Uzmanlar ise genetiği değiştirilmiş organizmaların dolaylı yoldan kansere yol açabileceğini söylüyor. Buna en büyük kanıt olarak ise son yıllarda dünyada ve Türkiye’de artan kanser vakaları gösteriliyor.

Artık her yıl 150 bin yeni kanser vakasına rastlanan ülkemizde ise gerekli önlemler alınmazken, bu vahim durum İsrail açısından para demek oluyor.

Çünkü oldukça pahalı olan kanser ilaçlarını yine İsrailli ilaç firmaları üretiyor.



Plan belli: “Ürünlerin genetiği bozuluyor, genetiği bozulan ürünler ile beslenen insanlar kanser oluyor, kanser olan insanlara ise, yine İsrail tarafından ilaç satılıyor”.

Bu korkunç planla İsrail hem insan nesline zarar veriyor, hem de para kazanıyor. Bir nevi aldığımız ürünler ve tohumlar karşılığında hastalık bize promosyon olarak hediye ediliyor.



Bu büyük tehlike karşısında ise Türkiye’de hiçbir önlem alınmıyor. Tohumda tamamen dışa bağımlı bir seyir izleniyor.



Bu genetik tohumlar toprağa ekilince de bir daha yerli tohuma dönülemiyor. Yaklaşık olarak 50 ila 70 yıl sonra ise toprak kanserojen maddelerle dolduğu için artık tamamen kullanılmaz hale geliyor.

Bir çeşit savaş silahı olan bu tohumlar ile ilgili tehlike her geçen gün büyürken, son olarak gözüme çarpan bir haber ise insanın çileden çıkmasına yetiyor.

Habere göre; Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Hazera Tohumculuk Şirketi ile Türkiye’de ki tohum kaynaklarının toplanması için bir proje geliştiriyor.(Gani gani hediyeler ile teşvik sağlanıyor).

Bu proje ile ne yapmak isteniyor? sorusu ise endişe veriyor.

Yurdumuz toprakları yeni bir talana mı açılıyor?

Yok olmak üzere olan meyve ve sebze tohumlarımız toplanarak yeni bir gen kaynağımı oluşturulmak isteniyor?

Hazera’nın İsrail menşeli bir Fransız şirketi olması ise kafa karışıklığını arttırıyor. Akdeniz Üniversitesi’nin yanı sıra Tarım Bakanlığı’nın da bu konuda ki soru işaretlerini aydınlatması gerekiyor.



Bugün Filistin’de büyük katliamlara imza atan İsrail, anlaşılacağı üzere ülkemiz de dahil olmak üzere, dünyanın dört bir yanında farklı yöntemler kullanarak yeni vahşetlere imza atmaya hazırlanıyor…


İSRAİL BİZİM MÜTTEFİKİMİZ