PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : barnabas ıncılını yazan türkmü


hutame
02-19-2011, 08:45 PM
barnabas aslen Kıbrıslı olup yahudi bir aileden doğmuştur. Asıl adı Joseph (Yusuf) tur. Barnaba ise teselli oğlu anlamında ona sonradan verilmiş bir lâkaptır. Barnabas'ın kaleme aldığı incil, İsa'nın bir şakirdi, yani zamanının çoğunu, mesajını yaydığı üç yıllık süre içinde bizzat îsa'nın yanında geçiren bir kişi tarafından yazılmış ve bugüne kadar gelmiş, bilinen tek İncil'dir. Kabul edilmiş dört İncil'in yazarlarının aksine, o İsa ile doğrudan teması olmuş ve öğretisini doğrudan İsa'¬dan almış biriydi.
Barnaba İncili, MS. 325'e kadar İskenderiye Kiliselerinde Kanonik (-gerçek-sahih-) bir İncil olarak kabul ediliyordu. Tevhid (-Allah'ın birliği inancı-) lehinde yazan Iraneus'un (MS.130-200) yazılarından, bu İncil'in İsa'nın doğumundan sonraki birinci ve ikinci yüzyıllarda elden ele dolaştığı anlaşılmaktadır. Putperest Roma dininin ve Eflâtun'un felsefesinin İsa'¬nın aslî öğretileri içine girmesinden sorumlu olmakla suçladığı Pavlus'a karşı çıkan İraneus, kendi fikirlerini desteklemek için Barnabas İncili'nden geniş alıntılarda bulunmuştur.
İznik Konsülü 325 Yılında Yüzlerce Yazımla Birlikte Barnabas İncili'ni de Yasaklıyor
325'te ünlü İznik Konsülü toplandı. Teslis Pavlus Kilisesi'nin resmî inancı olarak ilân edildi ve bu kararın sonuçlarından birini de, o zaman elde bulunan üçyüz kadar İncil'den dördünün Kilise'nin resmî İnciller'i olarak seçilmesi oluşturdu. Bunlar, Matta, Markos, Luka, Yuhannâ'nın yazdıkları İncîllerdir. Özünde Eflâtûnun ortaya attığı trinite fikri, İsa'dan sonra 1'inci ve 2'inci yüzyıllarda kaleme alınan bu İncîllerde yer aldı. İçlerinde Barnabas İncili'nin de bulunduğu diğer înciller'in bütünüyle yok edilmesi emredildi... Geçerliliği tanınmamış Inciller'den birini yanında bulunduranın öldürüleceğine dair emir çıkarıldı...

hutame
02-19-2011, 08:45 PM
M.S. 366'da papa olan Damasus'un (304-384), Barnabas İncili'nin okunmaması hakkında buyrultu yayınlandığı kaydedilir. Bu buyrultu M.S. 395'te ölen Sezarya piskoposu Gelasus tarafından desteklenmiştir. Bu piskopos İncil'i Apoler; fal kitaplar listesine almıştır. Apokrifa (-apocrypha-) basitçe 'halktan gizlenen' demektir. Böylece, daha bu aşamada İncil kimsenin eline geçmez olmuştur...
Pavlus Kilisesi 1700 Senedir Barnabas İncilini İmha Etmeye Çalışıyor
Barnaba Incili'yle ilgili daha bazı buyrultular da vardır. 382'de Batı Kiliseleri Buyrultusu'yla ve 465'te papa Innocentın buyrultusuyla yasaklanmıştır... Tüm bu buyrultular Şansölye Seguier (1558-1672) Kütüphanesi'ndeki B. de Montfaucan (1655-1741) tarafından hazırlanmış Yunanca elyazmalar katalogunda anılmaktadır...
Barnabas İncili'nin Dikkat Çekici Yolculuğu
İmparator Zeno'nun yönetiminin dördüncü yılı olan M.S. 478'de Barnabas'ın mezar ve kalıntıları keşfedilmiş ve kendi eliyle yazılmış İncili'nin bir nüshası göğsünün üzerinde bulunmuştur. Bu olay, 1698'de Antwerp'de yayınlanan Acta Sanctorum, Boland Junii, Tome II, sayfa 422-450'de geçmektedir...
Barnaba încili'nin, buradaki metne de kaynaklık eden, İngilizce çevirisine esas olan el yazması Papa Sextus'un (1589 -1590) elindeydi. O'nun, kendinden pek çok alıntılar yapmış olan Iraneus'un yazılarını okuduktan sonra Bamabas încili'ne büyük ilgi duyan Fra Marino adında rahip bir arkadaşı vardı. Bir gün bu rahip Papa'yı görmeye gitti. Birlikte öğle yemeği yediler ve sonra Papa uykuya daldı. Peder Marino Papa'nın özel kütüphanesindeki kitapları karıştırmaya başladı ve Bamabas İncili'nin İtalyanca bir el yazmasını ele geçirdi. Bunu cübbesinin yenine gizleyerek oradan ayrıldı ve kitapla birlikte Vatikan'dan çıktı. Sonra bu el yazma elden ele dolaşıp, nihayet Amsterdam'da, «hayatı boyunca bu parçaya büyük bir değer verdiği sık sık işitilen büyük bir isim ve yetkiye sahip bir kişi»ye ulaştı. Onun ölümünden sonra, Prusya Kralı'nın danışmanlarından John Frederick Cramer'a geçti. 1709'te Cramer bu el yazmayı ünlü 'kitap kurd'u saray prensi Eugene'e sundu. 1738'de kitap, Prens'in kütüphanesiyle birlikte Viyana'da Hofbibliothek'e geçti ve hâlâ oradadır...

hutame
02-19-2011, 08:46 PM
Erken kilise tarihçilerinden önemli bir zat olan John Toland, bu yazmayı incelemiş ve ölümünden sonra 1747de basılmış olan muhtelif çalışmalarında ona atıflarda bulunmuştur. İncil hakkında şöyle der: «Bu, tıpkı kutsal bir kitap görünümündedir.»
İtalyanca elyazma Canon ve Bayan Beggo tarafından İngilizce'ye çevrilerek, 1907'de Oxford Üniversitesi Basımevi tarafından basılıp yayınlandı. Bu İngilizce çevirinin hemen tüm nüshaları birden ve esrarengiz bir şekilde piyasadan kayboldu.
Bir anlatıma göre, Barnabas İncili'nin basımından habersiz olan Vatikan yayım satım gününden hemen önce haberdar olunca acilen aldığı bir kararla kitabın satıma sunulacağı her kitapçının önünde yüzlerce kişilik kuyruklar oluşturularak tüm basımların alınıp imha edilmesi şeklinde rahip ve rahibelere talimat vermiş. Sonrasında gücünü kullanarak kitabın yeni baskılarının yapılmasının önüne geçmiş.
Ancak, bu defa bazı kütüphanelere dağıtım öncesi gönderilen basımlar gözden kaçmış. Bugün için, biri British Museum'da, diğeri Washington'da Kongre Kütüphanesi'nde bulunmak üzere, 1907 tarihli ingilizce basımın yalnızca iki nüshası biliniyor. Bu tarihten sonraki ilk baskı ise 1979'da gerçekleşti. Kongre Kütüphanesi'ndeki nüshanın mikrofilm kopyasını alan pakistanlı müslüman bir araştırmacının sayesinde, 72 sene sonra kitabin yeni bir baskısı yapılabildi..(-Jesus, A Prophet of islam, Londra, 1979, s : 39 - 42).
Pavlus Öğretilerine Uyan Hiristiyanların Barnaba İncilini İnkar Çabaları ve Tarihi Gerçekler:
Hristiyan literatüründe Barnaba İncili'nin adı nerede geçmişse, oraya bir muhalefet şerhi konmuş, bu İncil'in, sahte ve uydurma olduğu, dolayısıyla reddedilmesi gerektiği ileri sürülmüştür. Hattâ bu İncil'in, bir müslümanın hayal gücünün bir eseri olduğu iddia edilmiştir. Bu, iddia tarihi hiç bir dayanağı olmadan inkar amaçlı olarak ortaya atılmıştır; çünkü böyle bir kitap müslümanlar tarafından bilinmiyordu. Eğer bilinseydi pek çok eserde ondan söz edilirdi. Taberî, Mes'ûdî, Ya'kûbî, Bîrûnî, İbn Hazm, İbn Teymiyye gibi hiristiyan kaynaklarına vâkıf olan yazarlar, Hristiyanlık ve onun kutsal kitaplarından bahsederken, Barnabas İncili'ne en ufak bir işarette bile bulunmamışlardır

hutame
02-19-2011, 08:47 PM
George Sale'in, 1734 yılında, Kur'an'ın İngilizce çevirisinde bundan bahsetmesinden önce müslümanlar, Barnabas İncili'nin adını bile duymamışlardı. İbnü'n-Nedîm tarafından 995 yılında ve Hacı Halife tarafından 1657'de hazırlanan, geniş birer bibliyografya eseri olan 'el-Fihrist' ve 'Keşfü'z-Zünûn' adlı kitaplarda da bu İncil'in adı geçmemektedir. Bu eserlerin yanısıra 18'inci yüzyıl öncesi süreçte müslümanlarca kaleme alınan ve bugün bilinen hiçbir metinde bu İncilin isminden ya da içeriğinden bahsedilmediği gibi islam uygarlıklarında söylenti-hikaye-efsane düzeyinde dahi adı bir kayda geçmemiştir.
Hz. Muhammed'in Doğumundan 75 Sene Önce...
Barnabas İncili'nin müslümanlar tarafından yazılmadığının bir delili de şudur: Hz. Peygamber'in dünyaya gelişinden 75 yıl önce (M.S. 496), Papa I.Gelasius döneminde 'yanlış ve dînî düşüncelere aykırı kitaplar' adı altında hazırlanan listede (-Decretum Gelasianum-), Barnabas İncili'nin adı geçmektedir. Ayrıca 7'inci yüzyıl öncesinden günümüze gelen ikinci ve farklı bir belgede yasaklanan 60 kitap içinde (-List of the Sixty Books-) Barnabas İncili de yer almaktadır. Barnabas İncili'nin tarih boyunca aslında var olmadığı şeklindeki iddialara değinen Avustralyalı bilim adamı(-La Trobe Universitesi Bendigo-) Dr. Rodney Blackhirst, bir bilimsel makalesinde yukarıdaki iki listeye dikkat çekerek, şöyle demektedir:
«Bazıları, ortaçağın sonlarında Barnabas İncili isimli yazıma rastlanılması öncesi süreçte, böyle bir incilin tarihsel olarak var olmadığını kesin bir güvenle iddia ediyorlar. Oysa farklı yüzyıllardan, iki ayrı liste bunun tersini kanıtlıyor. İki listede de aynı yanlışın olması, aslında olmayan bir şeyin yanlışlıkla iki ayrı listede de "Barnabas İncili" adıyla yer alması mümkün müdür? "60 kitap listesi" sadece bu tek konuda yanlış olabilir mi? Barnabas İncili'nin hiç var olmadığı iddiası kimilerinde, bu incilden bugüne hiç bir parçanın gelmediği iddiasına yerini bırakıyor. Fakat o zaman "60 kitap listesi"nde yer alan kitaplardan sadece Barnabas İncili'nin bir iz bırakmadan kaybolması gibi bir sonuç akla yatkın olacak mıdır?»
Barnabas İnciline getirilen bu yasaklamalar, o çağlarda, bu İncil'i yazacak bir müslümanın var olamayacağını açıkça gösteriyor. Çünkü o zaman daha Hz. Muhammed (doğumu 571) bile doğmamıştı

hutame
02-19-2011, 08:47 PM
Ayrıca yukarıdaki delillere ek olarak şunu vurgulamak yerinde olacaktır: Allah ve bir Peygamberi hakkında yalan söylemek demek olacak böyle bir sahtekarlık; yani bir incil uydurma eylemi; yalancılık ve sahtekarlığa karşı duruşu ve doğruluk ve dürüstluk ahlakını Hz. Peygamber ve Kuran'dan alan bir müslümandan beklenemez. Böyle bir şeyi iddia edebilenler, bazı değişiklikler ve tahrifler yaşadığı Bismarck, Dr. Morris, Spinoza, Goethe ve daha nice batılı entellektüeller tarafından kabul ve ifade edilen 4 İncilin dışında ve 2000 sene önceki orjinal halinde veya orjinal haline yakın olarak gerçek İncil'den içinde güçlü yansımalar bulunan bir metinle karşılaşmanın şok ve şaşkınlığı ile bunu yapıyor olmalılardır.
Alman Protestan Kilise Komisyonu'nun kontrolünden geçerek basımına izin verilen eski ve yeni Ahid çevirileri, şu sunuşla başlar:
«Kutsal kitap gökten inmiş değildir. Eski Ahid (-Tevrat-)'in 39 kitabıyla dört İncil yüzlerce yılda yavaş yavaş gelişmiş ve son şeklini almıştır.»
Burada tevrat ve incil üzerinde tarih boyunca tahrifat ve değiştirmeler yapıldığı gayet net bir şekilde kilise tarafından, ifade ediliyor.
Hakkari'de 1983 Yılında Bulunan Barnabas Nüshası
1983′te Hakkari civarında bir mağarada, İsa Peygamberin konuşma dili olan Ârâmî dilinde ve Süryânî alfabesi ile yazılmış ceylan derisinden bir kitap bulunduğu ve bunun Barnaba İncili olduğu, yurt dışına kaçırılmak istenirken kaçakçıların yakalandığı ve kitabın bir yerde muhafaza edildiği ifade edilmektedir. Kitabı bulanların, kitabın içeriğini anlamak amacıyla, Aramice Uzmanı Filolog Hamza Hocagil'e kitabın ilk sayfasını getirdikleri, Hocagil'in tercüme ettiği sayfaya göre bu kitabın Barnabas İncili olduğu ve aşağıda bulunan incil metninin girişine benzer ifadelerin bu sayfada yer aldığı detayları verilmektedir. (bk. İlim ve Sanat, Mart-Nisan 1986, sayı: 6, s. 91-94).

hutame
02-19-2011, 08:48 PM
Pavlus Öğretileri ve Resmî Roma Hristiyanlığı
Paulus=Pavlus=Pavlos=Bolis, Tarsus’lu Saul MS 10-67 yılları arasında yaşadı. Pavlus Roma Yurttaşlığı’nı kazanmış yahudi bir aileden geliyordu. Bu nedenle hem Yahudi adı Saul’u hem de Romalı Adı Pavlus’u kullanıyordu. Yahudi önderi I.Gamalyel dönemi’nde Kudüs’de hahamlık öğrenimi gördü.
İlk dönemlerinde bağnaz bir Ferisi (-yahudi din adamı-) olarak Hristiyanlığı Yahudilik karşısında büyük bir tehdit saydığı için Kilise Üyeleri’ne yönelik kıyımlarda, yüzlerce inananın öldürülmesinde etkin roller oynadı.
Daha sonraları, «inananların peşine düşerek Şam'a giderken yolda İsa’nın görüntüsü’yle karşılaştığını, böylece tevbe ettiğini» iddia etti. İddiasını doğru kabul eden hristiyanların arasında yaşadı. Kısa bir süreç ardından ise bir topluluğun lideri haline gelerek inananlar arasında önemli ayrışmalara neden oldu. Dini yahudi olmayanlar arasında yayması farklı yönlerinden birisidir.
Hristiyanlığın bir Yahudi Mezhebi olmaktan çıkıp bir Roma Dini’ne dönüşmesine belirleyici katkı’da bulunan kişidir Pavlus. Yeni Ahid’in yaklaşık 1/3 ünü oluşturan mektupları günümüze ulaşmış en eski Hristiyan Metinleri’dir ki bugünkü Hristiyan İlahiyatı’nın temellerini oluşturur. Yeni Ahid’deki Resullerin İşleri Kitabı’nın yarıdan çoğu Pavlus’un etkinlikleri’ni aktarır.
Romanın resmî dini haline gelen hristiyanlık pavlus'un takipçilerinin dini anlayışını yansıtır. Roma kilisesi=Pavlus kilisesi, tevhide (Allah'ın birliği inancı) inanan ya da buna yakın diğer hristiyan mezhep ve topluluklarını ortadan kaldırmak için mücadele etmiş. Bu uğurda afaroz (dinden atma) ve ölüm cezaları uygulamış ve bunlarla korkutmuştur

DAYI
02-20-2011, 03:46 AM
Selamünaleyküm usta ellerine sağlık allah razı olsun inşallah bir taneside bizlere nasip olur saygılar ustam

hutame
02-20-2011, 05:35 AM
inş. olur ama dayı ınan bana bulmak ıstemezsın beladanbaşka bi şey gelmez başına nedenmı bak atım oku....daleverelere entrıkalara bak

hutame
02-20-2011, 05:35 AM
Bundan bir süre önce Adana Ceyhan'da yapılan bir kazıda, içeriği açıklandığında Hıristiyan âlemini darmadağın edecek bir belge bulundu.
Çok önemli bir belge olduğundan ve bunu ele geçirmek isteyebilecek birçok güç bulunacağından belge hemen özel korumaya alındı.
Güvenlik nedeniyle korumanın nerede olduğunun açıklanmaması kararı da alındı.
İçeriğini de gizli tutmaya çalışıyorlar. Ancak değerli araştırmacı Aytunç Altında!, katıldığı son Öteki Gündem programında bu belgenin içeriğini açıkladı.
Hıristiyanlığın ilk dönemlerinde yine önde gelen Hıristiyanlar tarafından oluşturulan belgede, "İsa aslında kimdir?" sorusuna cevap veriliyor ve Hıristiyan âleminin İsa sandığı o resmin aslında başkasına ait olduğu belgeleriyle açıklanıyor.
Kabul edersiniz ki asırlardır İsa olduğunu sanıp bir imaja tapan Hıristiyan âlemi bu bilgi açıklandığı zaman büyük bir kimlik krizine girecek.
O nedenle belge şimdi devlet koruması altında özel bir kasada tutuluyor.
Birçok gücün bu belgeyi çalıp imha etmek isteyeceği açık; bunların başında da Vatikan geliyor tabii ki.
Ayrıca imha etmeyip bunu satmaya çalışacak hırsızlar da eminim bu konuda istihbarat toplamaya çalışıyorlardı.
Bütün ısrarlarımıza rağmen programda Aytunç Altında!, belgenin tutulduğu yeri söylemedi. O da bazı karanlık güçlere ipucu vermekten çekiniyordu.
Acaba bu belgeyi koruma altına alan Türkiye, yeri geldiğinde kullanmak için mi elinde tutuyor bu gizli ve son derece önemli belgeyi.
Ne dersiniz?
PEKİ BU SIRLAR NE OLABİLİR?
Türkler neyi bulmuş olabilirler?
Aytunç Altındal, bize de isim vermekten ve sırrı söylemekten kaçınıyor...
Ancak bir İPUCU veriyor: Benim kitaplarımı iyi okuyanlar bu sırrın ne olduğunu ve kime ait olduğunu kolayca anlayacaklardır!
Bu ipucu, zaten her şeyin başlangıcı...
Sırrı da bu ipucundan yola çıkarak çözüyoruz zaten...
Bilindiği gibi Musevilik, başka milliyetten insanlara kapalı bir din.
Yahudi olmayanlar Musevi olamıyorlar, Yahudiler de (haşa) Allah'ı sadece kendi ırklarını koruyan (onlar üstün ırk çünkü – öyle inanıyorlar) bir yaratıcı olarak algılıyorlar.
Bilirsiniz: 10 Emir'den birisi de Allah'ın adını gereksiz yere ağza almayı YASAKLAR. Allah'a sadece Yahudiler'in bildiği bir özel adla seslenirler ve o adı 'yabancıların' bilmesini istemezler.
Peki nasıl oluyor da bu kadar kapalı bir din olan Musevilik, tüm dünyada böylesine yaygınlaşıyor, aslında YAHUDİ bir din adamı olan Hazreti İsa, tüm dünyanın kendisine inandığı bir peygambere dönüşüyor?
İşte yüzlerce yıldır din bilginlerinin ve tarihçilerin kafalarını kurcalayan sorulardan biri de bu:
Nasıl oldu da Musevilik'te bir tarikat kurucusu gibi algılanabilecek olan Yahudi İsa, dünyanın peygamberi haline gelebildi?
Üstelik tarihte, İsa'nın varlığına ve yaşadığına dair hiçbir kanıt yok!
Tarihçiler binlerce yıldır belge arıyorlar ama İsa'nın yaşadığını kanıtlayacak bir tane bile belge BULAMIYORLAR!
Neden?
Yoksa İsa diye biri hiç yaşamadı mı?
Hıristiyanlar hiç olmamış birisine, hiç yaşamamış birisine mi inandılar?
Nasıl oldu bu?

hutame
02-20-2011, 05:36 AM
İşte AYTUNÇ ALTINDAL'ın iddiaları bu noktada devreye giriyor...
Çünkü tarihte İsa diye biri yok ama İsa'nın tüm efsanelerini yaşamış, aynen İsa gibi 'öyküleri olan' yaşamış, TARİHE KAYDI DÜŞÜLMÜŞ BİRİSİ var.
O kişinin adı: TYANALI APOLLONİUS...
Hıristiyanlığı ve İsa'yı dünya ölçeğinde bir peygamber haline getirenler aslında kimlerdir?
YUNANLILAR – BİZANSLILAR...
Aytunç Altındal'a göre, Bizanslılar, Tyanalı Apollonius adlı ‘gerçek’ filozof ve şifacının hayatını ‘çalarak’ onların bilgi ve mucize kabul edilen marifetlerini, yeteneklerini yeni tanrı İsa Mesih’e atfetmekten geri durmadılar.
Aytunç Altındal'ın yazdıklarına bakılırsa olayın özü şu: İncil’in Yeni Ahit bölümünde İsa Mesih’e atfedilen birçok özellik, mucizeler de dahil ‘ÇALINTI’ izlenimini veriyor. Bunların birçoğu, İsa’nın ağzından çıkmamış sözler. Bunların birçoğu İsa Mesih tarafından yapılmış işler ve mucizeler değil. Öyle anlaşılıyor ki, İsa da Apollonius da gerçekte Kilise Babalarının elinde oyuncak olmuşlar biri hiç aklından geçirmediği halde Tanrı yapılmış, diğeri ise yüzyıllarca unutturulmuş kişiler.
İpucundan yola çıkarak varılan sonuç şu:
İşte Türk arkeologları İsa zannedilen bu filozofla ilgili müthiş belgeler buldular.
Aytunç altındal – YOKSUL TANRI adlı kitabında konuyla ilgili olarak şunları yazıyor:
Tyanalı Apollonius'un yaşam öyküsünü çocukluğum¬da "büyüklerimden" dinlemiştim. Bana bu dinlediklerim¬den hiç kimseye söz etmemem gerektiği de tembihlenmişti. Kemerhisarlı Apollonius'un "hayatını" yazmayı hep istedim. Son 35 yıl içinde belge ve bilgi topladım.
Ço¬cukluğumda dinlediğim Apollonius'un ya da Araplar'ın arasındaki adıyla Balinius/Balyonos'un olağanüstü yaşa¬mını yazmak altmış yaşımdan sonra nasip oldu. Buna da şükür. Bu olağanüstü ermişin Türkiye'de ilk kez yayınlanan hayatı ve eserleri umarım ilgi çeker. Kaldı ki, Apollo¬nius, bizden biridir. Anadolulu bilge bir kişidir. Apolloni¬us'un doğum yeri olan Tyana Kenti, Antik dönemde Geç Hitit İmparatorluğu'nun Başkenti olan Tuvana idi.
Dola¬yısıyla ataları itibariyle Apollonius, son/geç Hititler'le bağlantılıydı. İşte bu geç Hititli ermiş önümüzdeki yıllar¬da özellikle Hıristiyan Alemi'nde adından en çok söz edi¬lecek kişidir.
Tyanalı Apollonius, SANAL bir roman kahramanı de¬ğil, tüm yaşamı, başta Roma İmparatorluğu'nun arşivleri olmak üzere, ayrıntılarıyla belgelenmiş GERÇEK bir er¬ miştir. Yaşadığı çağda (1. yy) "İnsan Suretindeki Tanrı" olarak yüceltilmiş, zindanlara atılmış ama görüşlerinden hiçbir şekilde ödün vermemiş bir Bilge'dir.
Öte yandan başta Katolik Kilisesi olmak üzere tüm bağ¬naz Hıristiyanlar, yüzyıllarca O'nun adını ve eserlerini gizlemişler ve/veya yok etmek istemişlerdir. Bunun nede¬ ni, daha 3. yy'dan itibaren Romalı Pagan ve Helen düşü¬nür, yazar, devlet adamı ve filozofların İsa Mesih ile Apollonius'u kıyaslamaları ve ikincisini birincisinden ÜSTÜN saymalarıdır.
…………………………………………………………………………………….
BARNABAS İNCİLİ@KOZMİK ODA

Anadolumuz üç dinin kesiştiği nokta. şırnak da bir mağrada bir çobanın tesadüfen bulduğu bir incilden bahsediliyor, haberde bahsi geçen konu ise bulunan o incil kadar değerli olsa gerek.. şimdi asıl konuya gelelim barnabas incili için genel kurmayda saklanıyor dediler.. ergenekon safsatası ile genel kurmayın kozmik odası didik didik arandı. şimdi size soruyorum o aramanın asıl amacı o incili ele geçirip yok etmek miydi. acaba arayanlar emellerine ulaşıp o incili yok ettilermi

hutame
02-20-2011, 05:37 AM
Da Vinci Şifresi’nin Hıristiyanlığın temel öğretileri üzerinde yarattığı tartışmaya bir yenisi ekleniyor. Bu seferki kayıp İncil’le ilgili. Mısır’daki bir çöl mağarasında bulunan 1700 yıllık el yazması "Yehuda İncili", National Geographic tarafından kamuoyuna açıklandı. Belgenin hakiki olduğu kesin, ancak içerdiği bilgiler tartışmalı.
Yehuda ihanet etmemiş
Yeni İncil’e göre Hz. İsa’yı ihbar eden havari olarak bilinen Yehuda aslında hain değilmiş. Hz. İsa kendisini, ruhunu hapseden bedenden kurtarması görevini Yehuda’ya vermiş. Bu İncil’e göre Yehuda "sadık havari" olarak yorumlanıyor.

HIRİSTİYAN ilahiyatında devrim niteliğinde yepyeni bulgular ortaya çıktı. Klasik teolojide "Hz.İsa’ya ihanet eden ve para karşılığında onu satan havari" olarak bilinen Yehuda’nın, aslında bizzat İsa’nın isteği üzerine onu Romalılar’a ihbar ettiği tartışması başladı.

National Geographic Dergisi, "Yehuda İncili" adı verilen ve Mısır’daki bir çöl mağarasında bulunan 1700 yıllık el yazmalarını kamuoyuna açıkladı. Bu versiyona göre, İsa, yakın çevresinde ölüme gitmek arzusunu bilen tek kişinin Yehuda olduğuna inanıyordu. Böylece, hep "kötü adam" olarak algılanan Yehuda, tamamen aksi bir konumda ve "iyi adam" olarak yorumlanmış oluyor.

Yehuda İncili’ne göre, İsa, Yehuda’ya, "Diğer yakın müritlerimin hepsini aşarak, beni kurban vereceksin" dedi. Kuzey Carolina Üniversitesi’nden teoloji profesörü Bart Eherman, yeni versiyona göre, İsa’nın, hem ruh hem de beden olarak hapsedilmiş olduğunu ve Yehuda’nın da fiziksel ölümün gerçekleşmesini sağlayarak İsa’nın yeryüzünden kaçışının yolunu açtığını söyledi.

Hıristiyan din adamı Donald Senior, yeni belgenin, Hıristiyanlığın erken dönemlerinin canlılığını gösterdiğini kaydetti.

YEHUDA KENDİNİ ASMIŞTI

Yehuda İncili’ni kimin yazdığı bilinmiyor. Bu belgeden, ilk kez, 180 yılında Lyon’da bir papaz tarafından söz edilmişti. Yeni Ahit, Yehuda’yı bir "hain" olarak niteliyor. Klasik inanışa göre, 30 adet gümüş para alan Yehuda, İsa’nın yerini Roma askerlerine bildirmişti. İsa yakalanıp çarmıha gerilince, bu ihanetine kendi de dayanamayan Yehuda, aldığı paraları iade edip kendini asmıştı.

Yeni Ahit’in dört ayrı versiyonu (Matta, Luka, Markos, Yuhanna İncilleri) bulunuyor. Ancak, İsa’nın çarmıha gerilmesinden sonra daha birçok versiyonun yazıldığı da biliniyor. Fahişeyken İsa’nın müridi olan Mecdeli Meryem’in bile bir ayrı versiyon yazdığı ileri sürülüyor.

Hıristiyanlıkta adım adım şüphecilik

1959 yılında Thomas İncili ilk kez İngilizce olarak yayınlandığında Hıristiyan dünyası, dört İncil’in dışında başka bir incil daha bulunduğunu öğrenince şok geçirmişti. "Şüpheci Thomas" olarak bilinen havarinin çevresinde bir agnostik topluluğu oluştuğu ilk kez duyuluyordu.


,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
ben anladıgım kadarı ıle hep bela dayı hehe..ALLAH gönlune göre versın dayı

tarıkziyad
02-20-2011, 12:58 PM
eyvallah ustam

DAYI
02-20-2011, 03:51 PM
selamünaleyküm hutame usta bu söylediklerin kendi düşüncelerinmi yoksa biyerden alıntımı yapıyorsun çok merak ediyorum eğer kendi düşüncelerinse yanıldığını ifade etmem lazım çünkü isa aleyselamın en büyük delili ve hücceti kurandır .ve dolayısıile amentüdür. burada islamiyetin ne olup olmadığını bilmem anlatmama gerek varmı .bütün peygamberlerin varlığına kuran şahitlik eder ve daha ileri gidersek kuran ALLAH kelamı olduğuna inandığımız ve iman ettiğimiz için isa vardır yaşamıştır ve gerçektir.bu böyle biline.gelelim barnabas incili hakkında söylediklerine onlara bende senin gibi inanıyorum eğer böyle bir kitab ele geçerse vay haline hiristiyanlık alemine bütün geçmişi yok olur ve dediğin gibi o kitabi ele geçirende tehlikededir.çünkü dile kolay 2000 yıl haritadan silinecek ...bulalımda bişeyler olur elbet saygılarDAYI

hutame
02-20-2011, 05:46 PM
dayı alıntı bunlar ..benım fıkrım deyıl aytunc altındalın kıtaplarını cok okurum cok harıka kıtapları var..ama yanlık ama dogru paylaşayım dedım..selamalr saygılar