PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Tehlikeyi Belirten İşaretler


hira_pc
05-27-2008, 04:11 PM
Tehlikeyi ifade eden işaretler

kandela
05-28-2008, 05:45 PM
Tehlike İşaretleri

geçmişine sahip çık
08-20-2008, 04:02 PM
selamlar
ben geçmişine sahip çık .sembollerle ilgilisiniz.benim yaşadığım yerdeki höyük geçenlerde açılmaya çalışıldı.bilinçsiz kişiler tarafından.bayağı açmışlar ve bal petegı şeklınde sıyah taşlarla karsılasmışlar motosıkletın tekerlegı kadar buyuk oldugunu gorenler var .tabı bunlar jandarmalar tarafından alındılar.fakat şimdi serbestler.anlatan bu kişiler.höyuk sonrasında kapatıldı.benım merak ettıgım bu taslarn bı anlamı var mı.bu yuzden sıze yazıyorum sımdıden THANKS..................

kandela
08-20-2008, 04:31 PM
merhabalar arkadaşım bal peteği şeklinde derken beşgen şeklinde yan yana duran siyah taşlar sanırım.o acemi kendini bilmezler tarafında açılan tümülüsün yan duvarına denk gelmişler yani girişi doğru yerden tahmin edilemeyip rastgale kazı ya başlanmış.bu tip taşların gözükmesi ve kare şeklinde taşların gözükmesi gayet normaldir.tümülüslerin yapısı itibari ile hazırlanan taş mezarlar genelde küp şeklinde kesilmiş taşlardan bir buz evi edasında yapılarak üstü taşıma toprakla kapılıp dış etkenlerden korunur.Tümülüsler geçmiş tarihin bir aynısıdır ve genelde türkiye çapında hepsi kayıt altındadır, ve hepsindede çil çil altın bulunmaz.ve hepsi sit alanıdır.

Saygılar,

Umarım sorularına yanıt almışınızdır.

geçmişine sahip çık
08-20-2008, 04:41 PM
selamlar
öncelikle mesajıma cevap verdıgınız çok teşekkur ederım.allahtan yanlış yerden gırış yapmışlar sımdı daha çok mutlu oldum.her gun ve her insan höyuge bakıpta uyanmıyor.özellıklede bunlara hayranlık duyupta baskalarının onlara zarar vermesıne sahıt olunca insan ister istemez uzuluyor.umarım bır gun bunlar gerçek arastırmacılar tarafından açılıp tarıhe ışık tutarlar.tabı degerlerı korunacaksa ..........yoksa varsın oldakları yerde gızemlerını korumaya devam edıp oylece oldukları gıbı kalsınlar.........saygılarımla
geçmişine sahıp çık

kandela
08-20-2008, 04:50 PM
Bence hiç açılmadan tüm ihtişamıyla durmasında taraftarım neden ? bir gün gelir bizim genç neslimizden türk oğlu türk orkeologlar tarafından açılırlar, elin almanı,amerikalısı ve ingiliz başlarında olmadan elin yabancıları yanında olsalar bile sorumlusu biz olalım onlar değil gerçi kızıyoruz kaçak yolla yapılan işlere ama elin yabancısı yiyeceğine türk olanlar yesin.

saygılar

geçmişine sahip çık
08-20-2008, 05:02 PM
selamlar
bırıncısı tum yazınızın her harfıne katılıyorum.bencede hiç açılmasınlar.......
2.olarak bı konudan bahsetmek ıstiyorum.höyuge çok yakın bı yerde uzun zamandır bellı aralıklarda gorulen üçgen şeklınde florasan ışıgına benzeyen ışık goruluyor ve bu ışıgı goren aynı aıleden 5-6 kişi .ne dıyorsunuz?saygılar......
geçmişine sahıp çık

kandela
08-20-2008, 05:07 PM
rivayetlere göre yüksek mertebeli kişilerin mezarları yanına birde mezar bekçisi gömülürmüş efendisinin mezarına gelebilecek tehlikeleri uzaklaştırsın diye o ailenin gördüğü ışık yansıması değil ise eğer ya bekçi yada tılsımlı bir bir yer olma olasılığı yerdir.ben her nekadar kendi gözümle görmedim ise bazı kişiler toprak altında bulunan değerli eşyaların belli günlerde gökyüzüne ışık çıkardığını söylemektedir.belkide böyle bişeydir.

geçmişine sahip çık
08-20-2008, 05:13 PM
tılsımdan kast ettıgınız nedır?
boyleseylere mudahale edılebılır mı?
edılırse sonucu ne olur?

geçmişine sahip çık
08-20-2008, 05:27 PM
selamlar
cevap yazmadınız?bellı bır sebebınız varsa anlarım. benımkı sadece bılgılenmek amaçlıydı.çunku bu ışıkları gorenler benım çok yakınım olan kişiler onların zarar gormesını ıstemedıgım ıçın bunları sordum rahatsızlık verdıysem özur dılerım.
saygılar.......
geçmişine sahıp çık

kandela
08-20-2008, 05:27 PM
tılsımlı yerlere genelde hocalar müdahele eder derler.
cinler ve rühani güçler tarafında korunduğu söylenir.
pek müdahale edilmez ama deifnecilerin gözü karadır.
eğerki tılsım yada korunaklı bi mal ise zaten size yar olmaz o sadece toprağındır.

geçmişine sahip çık
08-20-2008, 05:34 PM
selamlar
eger hocalara ınanmıyorsalar yada boyle guçlerın olduguna,buna ragmen mudahale ederlerse sonucu sormuştum sıze?
yanıtlarsanız çok sevınırım.bu gunluk bu kadar yarın gorusmek uzere................

kandela
08-20-2008, 05:40 PM
bir yerde okumuştum böyle savsatalara inanmayan bir kaç defineci arkadaşımız böyle bir yere müdhalede bulunmuş ve 3 ay gibi bir zaman konuşamamışlar.şahsen şahit olmadım,

hira_pc
08-21-2008, 05:37 PM
gercekten kandela usta cokgüzel konusmalar yapmıs ALLAH ondan razı olsun ...
tılsım konusunda arkadasım eger acemiysen böle tılsımlı yerden uzak duracaksın ... nasılmı anlarsın yerin tılsımlı oldugunu??
bir kazmaya basladın sesler gelir olmadık hayvanlar cıkabilir üzerinde ısık patlaya bilir aglama uluma sesleri duyrasın bunlar bir uyarıdır ama sen onlara aldırıs etmeden dahada devgam edersen ALLAh muhafaza carpılma aklını yitirme gibi bir cok sorunla karsılasman muhtemeldir ...
tılsımlı yerdede bir malı bulup alana kadar sana zarar vermez mala dokundugununda zarar görürsün...
eger mala kadar hiç bir tehlikeyle enterasan olagan dısı bişeyle karsılasmadıysan zaten orası tılsımlı değildir...
Tümülsler ve höyükler gercekten krunması gereken yerlerdir gelecek nesillerde görmeliler onları heneli bilincsizce yapılan kazılar sonucunda harap edilmiştir....

geçmişine sahip çık
08-24-2008, 05:20 PM
tum bu msjımı okuyanlara selamlar
dun bır msj gondermiştım.yazdıklarımın hepsı gerçek .sanırım benı kımse cıddıye almadı galıba.lutfen bu msj okuyan sevgılı uyelerden veya bu herhangı bırısı .lutfen sızlerden bır yorum beklıyorum.ne olur çok acil............okumadıysanız lutfen okuyun ve yorumunuzu yapın .çunku hıç bır anlam veremıyoruz............
ama herkes çok korkmuş durumda...........
beklıyorum.........
şimdiden thanks

DAYI
08-25-2008, 02:32 AM
Selamünaleyküm büyü ve tılsım gerçekten varmıdır evet gerçekten vardır ama biz müslümanlara yasaklanmıştır büyü ve hertürlül falcılıkve fal okları ile uğraşmak dinimizce yasak ve sakıncalıdır ama biz işin yapma tarafında değiliz çözme tarafında olduğumuz için bir mahsur varmıdır bilemiyorum fakat bu işi çözecek birinede raslamadım bu güne kadar.bence en akıllıca iş bu tür yerlere bulaşlmamak nasıl olacak bu iş derseniz kazı esnasında bu tür biyere raslarsak derhal işi bırakıp bir daha üstüne gitmemektir. .çünkü devamı durumunda kesinlikle biz zararlı çıkarız nedeni gayet basit o büyü sadece ve sadece bizim için yapılmıştır gayeside orada bulunan her ne ise bizi ona ulaşltırmamaktır başka hiç bir gayesi yoktur tabi bu işin neticesinde biz sakatmı kalacaz yoksa ölecekmiyiz yapanları pek okadar ilgilendirmemektedir onların gayesi sadece sakladıkları şeyi senin veya benim alamamamdır bunun içinde herşey mübahtır.kusura bakmayın bunları yazmak durumundayım başımızdan o kadar çok olay geçtiki hiç bir meblağ sizlerin hayatından daha değerli değildir SİZ SİZ OLUN SADECE KORKMAKLA YETİNİN....saygılar DAYI

geçmişine sahip çık
08-25-2008, 10:26 AM
selamlar
ilk once msjıma cevap yazdıgınız içın teşekkur ederım.inanın tum yasananların hepsı çok gerçek ama benı gerçekten kımse sanırım cıddıye almadı.şu çıkan kelebeklerınde bı tur tılsım oldugunu mu soyluyorsunuz?.bı de ilk gonderdgm bı msj vardı .okudunuz mu bılmıyorm .üçgen şeklınde çıkan ışık var .tam olarak tanımlayamıyorm.çıkış şekıllerı üçgen şeklınde .bu yer ayrı.2yerde bu olay yaşanıyor.bulundugum yerlerde bı çok hoyuk var.ve bunlar bu hoyuklere yakın olan yerlerde çıkıyorlar.bı ılgısı varmı onuda bılmıyorm.ne yapacagımızı da bılmıyorm.ama yınede sıze tesekkur ederm.bı çok uyeye msj gonderdm.sadece sız bana dondunuz.bıraz hayal kırıklıgı oldu bende .ama neyse.tekrar tesekkur ederm.
saygılar..........

hira_pc
08-25-2008, 11:36 AM
s.a. arkadasım mesaj seklinde değilde konu seklinde acarsanız daha iyi olur ... bütün üyelerin bakma görme ve cevap yazma sansıda dogmus olur saygılar.. .

kandela
08-25-2008, 12:05 PM
Benim yazdığım cevaplar heralde yeterli olmadı size geçmişine sahip çık.kırıldım size

geçmişine sahip çık
08-25-2008, 02:51 PM
selam kandela
sana msj yolladm ama tekrar yazıyorm.gerçekten senı kırdıysm ozur dılıyorm.amacm asla senı kırmak degıldı.gerçekten .senden oncekı msjlarımla ılgılı cevap aldm.fakat en son gonderdıgımı okumadn galıba .çunku bu dahada korkutucu gıbı.sen hıç yerın metrelerce altından kelebek surusunun çıktıgını gordun veye duydun mu?dıgerı gorunen ışık la ılgılı ılgılıydı.benım esas alamak ıstedıgm cevp buydu ve kımse gerçekten dayı harıç donmedı.bende bıraz buna kırıldm.amacm kımseyı kırmak degıl .inanın.ne kadar dogal oldugumu kımseyı hatta bı karıncayı bıle belkı kırmak ıstemedıgımı zamanla anlarsınız.dost edınmek bu zamanda hıç kolay degıl.tabı bunu soylemek için daha çok erken.
tekrar ozur dılıyorm
SAYGILARIMLA
GEÇMİŞİNE SAHİP ÇIK.........................

geçmişine sahip çık
08-25-2008, 03:19 PM
SELAM DAYI
Aklımı kaçıracak gıbıyım.şu kelebek olayı varya şımdıde oradan 3 defa ateşin çıktıgını soyluyorlar.ben ıyıce bu işten korkmaya basladm.belkıde bayan oldugum için mı .bılemıyorum ama gerçekten korkuyorum.ne dıyorsunuz?çokta merak edıyorum.bu işin sonu nereye varacak .allah hepımızın sonunu iyi etsn.
SAYGILARIMLA
GEÇMİŞİNE SAHİP ÇIK .............

DAYI
08-26-2008, 01:13 AM
selamünaleyküm bayan olduğunuzu bilmiyordum ama şimdi bir kez daha söylüyorum lütfen bu işi bırakın yani bu işi derken define işini değil o görünen şeyleri unutun ve oraya bir daha gitmeyin çünkü orası tam anlamıyla bağlı biyer anladığım kadarı ile sizler o işin içinden çıkamazsınız . daha değişik görüntüler karşınıza çıkmadan ayrılın ordan derim tabi son karar sizin saygılar DAYI

hira_pc
08-26-2008, 11:12 AM
DAyının dediğine katılıyorum tılsımlı yerin üzerine gidilirse büyük sorunlarla karsılasmak mümkündür ...
siz bence dayının dediğine uyun ve orayla ugrasmayın ...

knight
03-08-2009, 01:59 AM
dayım doru sölüyor yazdıklarındanda başından çok şey geçtiği tecrübe konusunda ihtisas sahibi olduğu belli işin ehli diyorsa bırakın arkadaşım önce Allah sonra sağlık

asliyilmaz
09-01-2010, 02:54 AM
Arkadaşlar bende bugün Tatankamon'un hazinesini okudum merak ediyorum böyle olayları yani bir girişimim yok. sizinle de paylaşayım olayın tılsımla ilgili olduğunu tahmin ediyorum doğrusunu Allah bilir.

the treasures tutankhamon, Firavun Tutankhamon, Hazinesi ve Laneti
Firavun Tutankhamon, Hazinesi ve Laneti

Hazinesi yağma edilmeden, tabut kaçırılmadan açılan tek piramit, Tutankhamon'un piramididir. Bu piramitte bulunan eserler, hem tarihî belge olarak hem de maddî değer olarak eşsizdir. Tutankhamon (Tut-Ank-Ammon), M.Ö. 14. yüzyılda, yani günümüzden 3350 yıl kadar önce ölmüştü. Bütün dünyaya tek tanrılı bir din yaymak istiyordu. Bu firavuna ait mezarın nasıl bulunduğundan bahsedelim;

Yıl 1923. İngiliz arkeolog Howard Carter, 6 yıldır süren araştırmalarına devam etmektedir ve artık sonuçtan ümit kesmek üzeredir. Nereyi kazsa, hangi kapıyı açsa heykel buluyor, resim buluyor, ama hazine odasını da bomboş buluyordu. Fakat Carter, son kazısında 6 yıllık değil; ömür boyu çalışmaya değer bir hazine buldu.

Arkeolog Carter, Tutankhamon'un mezarını bulmuştu. Açılmamış tabutu, dopdolu hazinesiyle. Mücevherler, altın tahtlar, taçlar, savaş arabaları ve daha nice değerli eşya ile. O kadar çoktu ki, taşınması haftalar sürecekti. Dev anıt, binlerce yıldan beri firavunun ebedî dinlenme odasını koruyabilmişti.

Carter ve yardımcıları, iğne ile kuyu kazar gibi bir yavaşlıkla kaza kaza yeraltı odasına kadar ilerlemişlerdi. Carter, bilim adamlarını ve arkadaşlarını da çağırmış, sonucu heyecanla bekliyordu. İşçiler, ölüm korkusuna kapılmış, titriyor ve konuşamıyorlardı. Çünkü onlar, mumyaları rahatsız edenlerin ölüme mahkum edildiklerini biliyor, buna içtenlikle inanıyorlardı.

Carter, öne geçti ve açılan geçitten ilerleyerek karanlık odaya vardı. Feneri kapıdan içeri tuttu. Az daha heyecandan düşüp bayılacaktı. Önünde altın bir duvar vardı ve yığın yığın mücevherler! Akla durgunluk verecek bir manzaraydı bu. 5 metre boy, 3 metre genişlik ve 2.25 metre yükseklikte olan bu odanın duvarları ve iç içe geçmiş 8 tabut, saf altındandı. İngiliz bilgin, bağırmaktan kendini alamadı:

«Hârikâ bir şey! Hazine!»
Bir Demet Çiçek

«Peygamber çiçeğinin aydınlığında ara
Sana doğru uzanan çaresiz ellerimi.
Sırrımı söylüyorum vefakar balıklara:
Yalnız onlar tutacak bu dünyada yerimi.
Koyverip telli pullu saçlarını rüzgara,
Bir çocuğun ardına düşen heykellerimi
Peygamber çiçeğinin aydınlığında ara... » Sezai Karakoç

Bulunan her şey, 19 yaşında ölen firavun Tutankamon'a aitti. Kendisi de altın tabutunun içinde 3300 yıldan beri gülümseyip duruyordu. Genç, dinç, taze... Yaşıyor gibi! Beşinci tabutta Carter, bir şey daha gördü ve şaşakaldı. Bu, genç kralın dul karısı genç kraliçe tarafından bırakılmış bir demet çiçekti. Sapları hafif sararmış, ama binlerce yıldan beri renk canlılığını hiç kaybetmemiş bir demet peygamber çiçeği... Tutankhamon'un mumyası, orta tabuttaydı. Ondan bir önceki tabuta konan çiçek, sanki; «Ölümden korkmuyorsan, hiç olmazsa aşkımıza saygı göster ve genç bir dulun kocasını mezarında rahat bırak.» diyordu.

Carter, çiçekleri eline almak istedi. Fakat yapraklar, toz olup uçuşuverdiler. Böylece genç kraliçe Ankeson Amon'un aşkının tanıkları da uçup gitmiş, başka bir delil kalmamıştı.
Ölümün Kanatları

Carter ve arkadaşları, hayran hayran muhteşem manzarayı seyrederken, işçiler dövünüp bağırıyorlardı: «Uğursuzluk gelecek... Ölüm gelecek!»

Carter, son üç altın tabutu da açınca, altın ve diğer değerli taşlarla ve ince bir sanatla işlemiş kral alametlerini gördü. Tabutun kapağı, firavunun altın kabartma bir heykeliydi. Altın maske, incilerle, bilezik ve yüzüklerle süslüydü. Ayak parmaklarının her birine birer altın yüzük geçirilmişti. Firavunun tabutunda, belli ki rahipler tarafından yazılmış şu yazılar vardı:

«Firavunu rahatsız edene ölüm, kanadını dokunduracaktır.»

Başının altındaki destekte ise şunlar okunuyordu:

«Bu derin uykudan uyan. Sana kötülük edenlerden intikamını alacaksın. Tanrı Ptah, senin düşmanlarını yendi. Onlar, artık yok oldular.»

Carter ve Lord Carnavon, bu tehdide rağmen firavunun çıplak mumyasını meydana çıkarmak için maskesini kaldırmakta hiç tereddüt etmediler. Firavunun yüzü hafif kızarmıştı. Bir yara izi bulabileceklerini düşünerek ötesine-berisine iyice baktılar ve buldular da. Yanağında hafif bir leke vardı. Bu da ölüm sebebi olabilecek bir yara olarak görünmüyordu. «Basit bir sinek sokması olabilir.» deyip geçtiler.
Mumya, İntikam Alıyor

Tutankhamon'un mezarının açılmasından 2-3 hafta sonra Lord Carnavon'un yüzünü bir sinek soktu. Tıpkı firavunun yanağındaki gibi aynı noktada, aynı yara, aynı iz. Lord, yatağa düştü. Doktorlar, hastalığı teşhis bile edemediler. «Sıtma olabilir.» dediler; ama değildi. Zaten Mısır gibi sıcak ülkelerde sıtma aşılayan sivrisinekler yoktu. Lord Carnavon, kıvranıyordu. Birgün yatağında doğrulup «Tamam!» dedi. «Tutankhamon'un sesini duyuyorum. Beni çağırıyor, beni bekliyor...» O, böyle deyince hastabakıcı, korkup odadan çıktı. Aynı anda doktorları ve odada bulunanları şaşırtan bir olay oldu. Bir anda evin bütün elektrikleri söndü. Elektrikler, tekrar geldiği ve hastabakıcı döndüğü zaman; lord, ölmüştü. Sonradan anlaşıldı ki elektrik akımı, merkezden kesilmemiş. Sigortalarda kontak veya tek kopması gibi bir arıza olmamıştı.

Lordun bu şekilde ölümü, bir anda dünyaya yayıldı. Firavunun intikam peşinde olduğu söyleniyor; haber, bütün dünya basınında büyük başlıklarla yer alıyordu. Tabii buna tesadüf diyenler de çoktu.

Lordun ölümünden kısa bir süre sonra hasta bakıcısı da öldü. Buna da tesadüf denilebilirdi; ama bunu takip eden ölüm olayları, büyük heyecan uyandırmıştı. Tutankhamon'un piramidinde çalışan işçiler, tarihçiler ve kazının yapılmasına yardım edenler, peş peşe ölmeye başladı. Carter'i kazıya teşvike den bir profesör, aniden hastalandı ve öldü. Doktorlar, ölüm sebebini açıklayamadılar. Hemen ardından mezar duvarının delinmesine yardımcı olan Arthur Menace, hastalanarak; arkeolog Evelyne White de sinir buhranı geçirerek öldüler. Evelyne White'nin ölümünden kısa süre önce yazdığı veda mektubunda şöyle diyordu:

«Beni ölüme çağıran ve zorlayan bir kuvvet var.»

White'den 2 gün sonra Tutankhamon'un radyografisini alan Dr. Archibald Douglas'ın da ölmesi, heyecanı artırdı. Çünkü Dr. Archibald, gençti. Hiçbir hastalığı olmadığı gibi güçlü kuvvetli ve cesurdu. Londra, Paris ve New York'ta gazeteler, firavunun intikamlarını baş sayfalarında yazmaya başladılar.

Ölenler, bu kadar da değildi. Carter'in sekreteri, bir sabah yatağında ölü bulundu. 2 gün sonra da sekreterin babası öldü. Carter, kendisiyle çalışanların birer birer ve ard arda öldüklerini gördükçe vicdan azabı ile kıvranmaya başladı. Öyle bir azap duyuyordu ki, ölümden beter! Firavun, onu öldürmeyi sanki işkence etmek için geciktiriyordu. Derken Lord Carnavon'un karısı ve kardeşi de esrarlı bir şekilde öldüler. Sonra sıra Mısırlı arkeologlara ve kazıda çalışan işçilere geldi. İşçilerin dördü-beşi birden ölüyordu. Kısa süre sonra kazıda çalışan hiç bir işçi, sağ kalmadı. Yalnız Carter, birkaç yıl daha yaşadı; ama ölümü aratan işkenceler içinde bir yaşama oldu bu. Sonunda o da öldü ve hastalığı anlaşılamadı.
Bilimadamları, Sır Peşinde

Firavun, gerçekten intikam alıyor muydu? Tabutunda yazılı tehdit dolu tılsımlı sözlere inanmak istemiyorsak, onun mezarına dokunan herkesin kısa bir sürede ölmelerini nasıl açıklayacağız? Doktorlar, ölüm sebebini söylemediklerine, anlayamadıkalrına göre bu konuya bilim yoluyla nasıl açıklık getirilecekti.

1959'da Rodezyalı bilgin M. Wiles'in ileri sürdüğü sebep, biraz akla yatkın görünmüştü. Wiles, piramitlere girenlerin mumyalara dokunanların ölmelerine sebep olarak yarasaları gösteriyordu. M. Wiles, Afrika'da pek çok bulunan yarasalardan gübre olarak bir fayda sağlanıp sağlanamayacağını araştırıyordu. Bu amaçla, yarasalarla dolu derin kuyulara, mağaralara giriyor, uzun süre oralarda kalıyordu. Araştırmalarını bitirip döneceği zaman, müthiş bir karın ağrısı ile kıvranmaya başladı. Kanını incelediler. Zehirlenme yoktu. Sıtma, dizanteri gibi başka bir hastalık da bulamadılar.Fakat Doktor Dean, Wiles'in yarasa kuyularında çalıştığını öğrenince derhal aydınlandı: «Bu, bir histoplasmosist'tir.» dedi. «Buna mağara hastalığı da diyebiliriz. Çok az rastlanan ve yarasa dışkılarından bulaşan bir hastalıktır.»

Böyle bir hastalık, vardı. Kazı yaparken, bu hastalığa yakalanıp ölen arkeologlar da vardı. Fakat bu, firavunu mezarında rahatsız edenlerin ölüm sebebini asla izah edemezdi. Çünkü firavunu rahatsız edenlerden sadece ikisi, karın ağrısı ile kıvranarak ölmüşlerdi. Diğerleri, çıldırarak, katledilerek, sinek ısırması, intihar ve anlaşılmaz hastalıklar gibi çeşitli sebeplerle öldüler. Mağara hastalığının belirtileri, onlarda hiç görülmedi. Üstelik, Tutankhamon'un mezarında tek bir yarasa bile yoktu ve orada çalışanlar, başka yerlerde de yarasalar arasına girmemişlerdi.[1]
Kaynaklar

[1] Refik Özdek, Harikalar Ansiklopedisi, "Firavun Tutankamon ve Hazinesi", Tercüman Gazetesi, Gençlik Yayınları, İst. s. 10-20.

asliyilmaz
09-01-2010, 02:59 AM
Bende uğraşmayı derim.