![]() |
Ebced Hesabı hak.
Ebced hesabı arapça kelimedeki harflerin sayısal degerleri ile yapılan hesaplamalarla kelimenin sırrını arama işlemi olarak tabir edilebilir arapça
demiş olsaksa batı dilleri ile benzer hesaplamalarda yapılabilmektedir tabiki ilgi alanımız kendi kültürümüz aşagıda elimizden geldigi kadar bilgi verilmiştir DEFİNECİLİKTE KULLANIM ŞEKLİ NASILDIR İnşallah inceleyecegiz ebced hesabı nasıl yapılır ebced hesabı nedir arap, bilim, Ebced, esas, eski yazı, hadise, harf, hesap, Ebced harflerine tekâbül eden sayıları esas almak şartıyla, herhangi bir hâdisenin târihini bir veya birden çok kelime, mısra veya beyit hâlinde verecek şekilde, o ibârede yer alan harflerin sayı olarak toplam neticesini veren târih. Buna cümleler hesâbı da denir. Bâzı hâdisenin ortaya çıktığı târihi tesbit maksadıyla, harflerden karşıladığı sayılardan faydalanılarak yapılan bu sanatın yanında doğrudan doğruya çıplak târihler de söylenmiştir. Gerçekte ebced hesâbı kullanılarak düşürülen târihler hüner işi olup kâbiliyet meselesidir. Doğrudan doğruya târih düşürmede lafız ve mânâ açıkça hâdiseyi verir ve bir hesâbı gerektirmez. Meselâ Sultan Abdülazîz Hanın şehid edilmesinden sonra aklî dengesi bozulan ve doksan üç gün tahtta kalan Beşinci Murad için söylenen; Doksan üçte doksan üç gün pâdişâh-ı dehr olup Geçdi uzletgâhına Sultan Murâd-ı nâ-murâd beyti ile; Bâkî Efendi gitdi ukbâya bin sekizde mısraı bu tür târihe örnektir. Ebced hesâbı sistemi ile ortaya konan târihler çıplak târihten farklılık gösterir. Ebced eski alfabedeki harflerin bir sistem dâhilinde mânâsız sekiz kelimede verilmesidir. “Ebced” lafzı bunlardan ilki olduğu için sistem adını bu kelimeden almıştır. Bunlar sıra ile; “ebced”, “hevvez”, “hutti”, “kelemen”, “safaş”, “karaşat”, “şehhaz”, “dazığ”, lafızlarıdır. Bu şekilde harflerin sıralanışı ve mânâsız birer kelimeye dökülmeleri ezberlemede kolaylık sağlamak içindir. Ebced hesâbı sisteminde aşağıdaki şekilde görüldüğü üzere, her harfin rakam olarak bir karşılığı vardır: |
TABLOSU KONACAK!!!!!!!
elif=1, be=2, cim=3, dal=4; = he=5, vav=6, ze=7; = ha=8, tı=9, ye=10; = kef=20, lam=30, mim=40, nun=50; = sin=60, ayın=70, fe=80, sad=90; = kaf=100, re=200, şın=300, te=400; = se=500, hı=600, zel=700; = dat=800, zı=900, gayın=1000. = Bu diziliş Arap dilinin harflerine göredir. Farsçada kullanılan sesler için benzer harfler de yine asıl alfabedeki gibi değerlere sahiptir. gef=20, ye=7, çim=3, pe=2 gibi. Bu durum Türkçedeki sesler için de aynıdır. Ebced hesâbında bir târihin belirlenmesi esas alınmıştır. Bu durumda her harfin bir sayı değeri veya kodu vardır. Bir târihin ortaya çıkması kelime, cümle, mısra veya beyti meydana getiren harflerin değerlerini hesaplayıp toplamakla olmaktadır. Buna “târih çekmek” “târih düşürme” ve “târihlemek” adları da verilmektedir. Bu târihi düşüren ise çok husûsî mânâda ve sâdece bu sanat içinde “müverrih” yahut da “târihçi” adıyla anılır. Bu adla anılan kimseler târih düşürürken; bulmak istedikleri târihi veren ibâre şâyet arzu edilen gibi olmazsa bâzı kelimelerde yazı ve imlâ yönünden tasarrufa baş vururlar. Meselâ: “davâ” ve “fetvâ” kelimelerinin son harfleri Osmanlıca yazıda “y= “ ARABİDEKİ “YE” HARFİ YAZILACAK!!!! ise yazılır ve “â” okunur. Bunlardan y=10, elif=1 sayılarına eşittir. Eğer istenen târihte bu kelimelerden biri yer alıyorsa yazıda ebcedle târih düşüren “y”yi veya “elif”i seçebilir. Böylece bir seçim içine girerek istediği târihi elde edebilir. Bundan başka bâzı kelimelerde, yalnız bu niyetle başka imlâ tasarruflarının da yapıldığını görmek mümkündür. Hattâ bu tasarruflar kelimede birkaç imlâ ortaya çıkardığı gibi, yanlış yazmalara bile yol açar. Bu şekilde târih düşürmelerin yanında bâzı sanatkârlar âyet ve hadîslerden de faydalanarak ebcedle târih düşürmüşlerdir. Fâtihin uzun Hasanı yendiği yıla düşürülen; Ve yansurekellahu nasren ‘azizen H. 878 (1473) târihi buna örnektir. Ebcedle târih düşürme sanatı İstanbulun fethine kadar seyrek görülmesine rağmen bu târihten sonra canlılık gösterir. Fâtih devri âlimlerinden İstanbulun ilk kâdısı olan Hızır Bey, eski edebiyatımızda bu sanatın öncüsü olarak görülür. Asıl edebiyatımızda bu sanatın en mâhir ustası Sürûrî (1752-1814/1165-1229)dir. Sürûrî düşürdüğü târihlerde sâdece târih vermemiş, ele aldığı zâtı bir-iki mısra ile en iyi şekilde ifâde de etmiştir. Bu güç onun tahsîlinden gelmektedir. önce “Hüznî” mahlası ile şiirler yazan Seyyid Osman daha sonra Şeyhülislâm Tevfik Efendinin tavsiyesi ile “Sürûrî” mahlasını kullanmıştır. Sürûrî sâdece kendi devrine değil, kendinden önceki zamanlar için de târihler düşürmüştür. Bu, şâirin başka bir yönüdür. Fakat bu târihler devletin kaderini de ilgilendirir. Onun söylediği târih sayısı iki bini bulmaktadır. Sürûrî bu sanatın altın çağını yaşatan şâirdir. Ancak târih düşüren daha pekçok şâir vardır. Bunun yanında müşterek târih düşüren şâirler de görülmüştür. Meselâ; İlm-i ehle medrese yapdırdı Şeh Abdülhamîd (1195) mısraını Sürûrî ile Tevfik söylemişlerdir. Ebcedle târih düşürme günümüze kadar gelmiş, hicrî târihler yanında mîlâdî târihlerde de görülmüştür. İsmâil Yakutun şu târihi birkaç sene öncesinde hacdaki tünel hâdisesinde kaybettiğimiz Prof. Dr. Amil Çelebioğlu için düşürülmüştür. “Çıkdı üçler hep berâber haccı eylerken edâ Târihin “Lebbeyke gufrânek ey Âmil dediler.” (1410) Buraya kadar olan izâhât, basit şekille düz târih düşürme sanatını içine almaktadır. Ancak bu hünerde çeşitli târih türleri ile de karşılaşılır. Ebcedle düşürülen bu târihlerin; tam, tamiyeli târihler, noktalı ve noktasız harflerle düşürülen, mucem muhmel târihler, katmerli târihler vs. olmak üzere pekçok çeşitleri vardır. Ayrıca, mânen, lafzen, mânen ve lafzen, karışık, santranç usûlü târihlerle muammer târihler ve bilmeceli târihleri de zikretmek gerekir. Arap edebiyatında pek görülmeyen ebcedle târih düşürme en çok; Türk ve Fars edebiyatlarında yer almıştır. 2. Alternatif : EBCED HESABI Eski alfabedeki harfleri hesap ederek tarih düşürme usulü. Eski alfabelerin her biri bir rakamla değerlendirilir ve bunlar hesap edilerek yazılan bir ibareden bir anlam ve tarih çıkarılır. Bu usul, eski tarihçiler ve şairler tarafından çok kullanılmıştır. Ezberde kolayca kalan bir şiir aracı ile, bu olayın tarihini bulmak kolay olduğu için anıtların tarihleri ve ünlü kişilerle İlgili çeşitli tarihler, çoklukla bu usulde yazılmış mısralarla tespit edilmiştir. Meselâ , Mimar Sinan’ın mezar taşında olan “gicdi bu demde cihandan biri mimaran Sinan” mısraı, ebced usulüne göre hesap edildiği takdirde, Mimar Sinanın eski tarihe göre ölüm yılı olan 996 rakamı çıkar.24 |
emegıne saglık lakın ebcet işi kanaatımce sacmalık kusura kalma dostum ..harflerı yada rakamları her anlamam ceker bu sıstem ..emegın ve amacın cok ıyı lakın kanaatımce işe yaramaz..saygılar
|
siz daha iyi bilirsiniz ustam bizden de saygılar bir mukabele
|
Kusura bakma hutame bu düşünceye ben katılamıyacağım .çünkü bütün büyük alimler bu hesabı kullanmıştır. Saygılar dayı
|
evet dayıı kulanan buyuk alıımler sofııdıır ben sofi delıım sevmem de
islamda ilk kulanan kişşi ve yaygıınlaşştııran muhııttıın arabııdıır vahdetıı vucutcudur şşahııs .. rakamlarıı ebcet ııle istediginiz yöne cekersıınıız sorun yazam göreceksıınıız kac ceşşit mana cııkaracam buyrun dostlar tarııkziya kardeşşim anlayıışşıın için ayrııca teşşekkur ederıım saygıılar |
dogum tarııhıım 01011970 ebcette 0 kullnıılmaz toplarsak 19 yapar suyu sevdııgııme işşaret eder..
19 u alıırsak kurandakıı 19 lar cııkar samsun tarııhıı cııkar neden samsun cııkar cunku 3 adet 1 var artıı 3 adet bıırıı aldıık 9 u kulanıırsak uc adet magara olur yııne 3 u 3 ııle carparsak 21 ader buda vezıır tepe demek yanıı yazmakla bııtıırremek ebcetle ..ebcedıı şşifre olarak kulansak bııle sonuc husran olur... |
başşka bıı örnek bıı ggeyıık var topal geyıık 3 ayagıı var 7 catal boynuzu toplarsak göl der carparsak başşka cııkar
carpalıım 3 ayak 7 catal boynuz dakıı catal sayıısıı carpalıım 21 yanıı geyııgıın boyu 21 cm cııkar lakıın dııyer manada vezıır tepe yanıı cevreye hakıım tepe ara der oysa bu geyııgıın cözumu böle del..matamatıık başşka ebcet başşka dıır..umarıım aydıınladıınıız |
Bediüzaaman said nursiden bazı örnekler alabiliriz!! ebcet hesabını her önüne gelen yapamaz sfinin hacınında işi deildir ebced bir ilimdir ilim dediğimiz olay 1 sayfalık açıklaması olan basit hesaplar içermez ilim okyanus gibidir derindir biz baktığımız zaman okyanusun üzerini yüzeysel görebiliriz oysa derinleri bilemeyiz derinlere dalmasını bilenler işin ehlidir. suyun dibinde nefessiz gezmek gibi bişey oysa biz yeryüzünde bile nefessiz gezemiyoruz.
saygılar arkadaşlar. |
Bizim amacımız uygulanan teknikleri var olan gercekleri ve bilimleri burda defineci camiasına sunmak gerekirse araştırmaya sevk etmek oldugu için konu açmak ihtiyacı duydum ve gayet güzelde etmişim sizin said i nursi misalinizi ben daha önce seyrani ustamın mevlana mezar odası hakkındaki konusunda bende örnek vermiştim eger yanılmıyorsam Saidi nursi namı diger hür adam yazdıgı bir şiirde ölüm tarihini vermişti yıllar sonra bir ögrencisi şiir dize baş harflerini birleştirdigi zaman üstadın ölüm tarihi çıkmaktaydı okudum ama nerde ne tarihte hatırlama imkanım yok ayrıyeten facebookta defineci.com kapandı orda benim ben buka kutsal kase yi anlatırken latin harflerinin sayısal degerleri ve olaylarla ilişkilerini anlatmıştı evet arkadaşlar ebced hesabı define işinde uygulanmakta ama benim gördügüm çok basit bir şekil mantıgını anlatmaya çalıştım tabiki dogruda olabilir eksik te olabir hatta yanlış ta olabilir ama sonuçta bir paylaşım ki buda burdaki arkadaşların ve sitenin gelişmesi aydınlanması için yapıldı sevgi ve saygılarımla
|
değerli tarıkziyad kardeşim maksadım kesinlikle yorumlarınızı yada yazınızı eleştirmek değildi bir yanlış anlaşılma olmasın. elbetteki cifri hesap yada sizin deyiminizle ebced diye bir ilim var elbetteki bilinmesi gerekir ancak bu konuda işte tamda bu noktada söylenmiş güzel bir hadis vardır ki kuranı kerimde de kıyametin alemetleri ile ilgili ayetlerde de bu sonuç zaten çıkmaktadır. derki öyle bir zaman gelecekki çoğu alim dinden çıkacaklardır.. bunun geniş açıklamasını yapıp kimsenin kafasını şişirmek istemem ancak kısaca anlatayım müsadenizle..
kitabımınızın tek harfinin bile değiştirlemeyeceğini ve kıyamete kadar hiç bir değişiklik yapılmadan gideceğini ve bunun garantisini bizlere veren yüce ALLAH azze ve celledir. madem onun garantisi altında olan bir kitabımız var gelelim işte o alimlere ki dinden çıkacaklardır denilen alimlere. onlar derlerki cifri hesaplamalara göre kuranda bulunan falanca ayetler sonradan eklenmiştir yada derlerki kurana ait değildir bu ayetler diye şimdi sözü geçen ayetlerin geniş açıklamasını yapamayacam ancak öyle biri vardırki melekler yolu ile vahiy ile inmemiş olan bir ayet vardır ALLAH tealanın kendisinin bizzat bildirdiği bu ayetin kitabımıza ait olmadığı yönünde hesaplamalar getirerek insanların bu yöndeki düşüncelerini allak bullak etmişlerdir. deminde sözettiğim gibi derin bir okyanustur dalmasını bilen işin ehlidir. evet arkadaşlar üstad bediüzzamanın şiiirinde ölüm tarihini yazması bunu bildiği anlamına geldiği gibi başka anlamlarıda ifade etmektedir ayetler içerisinde kıyametin bile tarihini veren gün ay yıl hatta saat ve saniye olarak veren ayet lerde vardır işin ehli bunu bilir ancak. üstadın ölüm tarihini bilmek geleceği bilmektir bu biz gibi insanlara imkansızdır işin ehilleri bunu iyi bilirler ve günümüzde ne yazııki dünya üzerinde şu an yaşayan öyle biri yoktur sizden ricam kıyametin tarihi dahi biliniyor dediğim kısımdan kimse farklı sonuç çıkarmasın evet arkadaşlar bediuzzaman mevlana şahı geylani gibi isimlerdir. size çok basit bir örnek vererek uzun yazıma son veriyorum hakkınızı helal edin. yaradan o kadar çok melek yaratmıştırki onların sayısını hesaplayacak matematiğin var olduğuna inanmak mümkün değil öyleki her kar tanesi ile bir melek dünyaya iner bir defa inen kıyamete kadar bir daha inmez. buna göre o kadar melek içerisinde 4 büyük meleği vardır o 4 ü melek diğerleri melek değilmi elbette melek. cenabı hak çok sayıda peygamber göndermiştir sayıları hakkında net kesin bir bilgi yoktur onların hepside hak peygamberdir ancak 4 tanesi büyüktür. hak teala bir çok nebisine sayfalar kitaplar indirmiştir ancak bunların içerisinde 4 tanesi büyük kitaptır. hak teala bir çok din indirmiştir ancak 4 ü büyük dindir. bu dörtler ile devam ederek bu günümüze nasıl gelindiğini görebilmek için sadece az bişey düşünmek kafidir. 4 peygamberin ardından gelen 4 halifedir halife çok ama büyüğü 4 tanedir. mezheplere girmek yanlış olabileceği için o kısmı geçiyorum çok mezhep vardır herkes kaç mezhep biliyorsa o konuda herkese saygım sonsuz ama benim inancıma göre 4 mezhep vardır evet diğerleride haktır ama büyüğü 4 tür. mezheplerden sonra sayarsak buradada yanlış anlaşılmalar olabileceğini düşünerek sadece 2 isim veriyorum diğer 2 sinide bilen biliyor 1. Abdulkadiri Geylanı 2. Mevlana Celalleddini Rumi 3 ve 4 ü de siz söyleyin evet sonuç nedir diyeceksiniz sonuç 4 leri birleştirebilecek kadar düşünebilen herkes sonucu bilir. yada bulur birde size ip ucu vereyim en kısa namazın içerisinde 4 secde vardır. 2 ruku vardır. Ancak niyet birdir. buda demek olurki 4 lerin sonu gelmiş bir olan mehdi bekleniyordur. konuyu açmak isteyen arkadaşlara özelden yazabilirim bildiğim kadarı ile kafasında soruları olan arkadaşlar için yardımcı olabilirim hakkınızı helal edin.. |
Valla böyle güzel bilgileri açıga çıkarmak bana nasıp oldu teşekkürler ustalarım çok degerli katılımlar oldu ve epeyce güzel bilgiler paylaşıldı
|
Allah razı olsun serhat usta tabi herkesin görüşüne saygımız sonsuz . Güzel bir açıklama olmuş teşekkürler
|
WEZ Format +3. Şuan Saat: 07:52 PM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.4
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.