|
|
Seçenekler | Thema bewerten | Stil |
![]() |
#1 |
Administrators
![]() Üyelik tarihi: May 2008
Mesajlar: 1.389
Tecrübe Puanı: 10 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]()
Mustafa Müftüoglu
Sultan Abdülhamid Hân niçin tahttan indirildi?!. Necip Fazil Bey rahmetlinin ifadesiyle: “Mesrutiyet, bir takim fikirsiz Makedonya kabadayilarinin ruhuna gem takmis ve kör hamlelerini istismara yol bulmus teskilâtli Yahudilik, Masonluk ve Dönmeligin eseridir!..” Ittihatçi çete bu sekilde Ikinci Mesrutiyet hareketini basarmis fakat zamanin pâdisahi Ikinci Abdülhamid Hân’i devirememisti!.. Hem Sultan Hamid, hem o dönemin devlet adamlari iktidarda idi!.. Halbuki gaye, ne Kanun-u Esasî’nin (Anayasa) tekrar yürürlüge girmesi, ne Mesrutiyet’in ilâni, ne de Meclis-i Meb’ûsân’in açilmasiydi... Bunlar birer vasita idi ve bu vasitalardan istifade ile Sultan Hamid devrilecek, Pâdisahin Islâm âlemindeki hilâfet politikasi yok edilecek, Devlet-i Aliyye yagma edilecekti...Bize düsman ser kuvvetler bu gaye ile Ittihatçi çete efradinin elinden tutmustu amma, Mesrutiyet’in ilânina, Meclis-i ![]() Halbuki, Ittihad ve Terakki adli çetenin basindakilerin ekserisi masondu ve bu masonlarin kayitli bulundugu loca Sultan Abdülhamid Hân’in tahttan indirilmesine çoktan karar vermisti!.. Masonlar bu kararla Ittihatçilara yardimci olmuslar, tiyatro oyununu andiran bir merasimle (tekris) yemin ettirmislerdi!.. Gizli anlasma!.. Sevr’e kadar, düsmanlarimizin aleyhimize yaptiklari –elimizde bulunan bes gizli antlasmaya göre– gayeleri: Milletin ve devletin haklarini titizlikle koruyan, düsmanin bütün mel’anetlerini en ince teferruatina kadar bilen ve aldigi fevkalâde tedbirlerle, bu arada bizzat elindeki “Yildiz Istihbarat Teskilâti” çalismasiyle koskoca Osmanli Imparatorlugu’nu (Adriyatik’ten Bagdat’ta, Kuzey Karadeniz sahillerinden Orta Afrika’ya kadar) bütün iç ve dis düsmanlara ragmen ayakta tutan Sultan Ikinci Abdülhamid Hân devrilecek ve sonra... Ve sonra Yahudi Filistin’e yerlesecek, Pâdisahin Islâm âlemindeki taa Çin’e kadar uzanan büyük nüfuz ve itibari yok edilip Ingiliz emperyalizmasi hâkim olacak, Moskof, gözünü diktigi “Bogazlar”i alip Akdeniz’e inecek, “Türkiye’nin mirasi üzerinde Almanya’nin haklari”ndan bahseden Almanlar, Ingilizleri alt edip Anadolu ve Mezopotamya ile beraber Hindistan ve Misir’a sahip olacak, biri surayi, digeri burayi zaptedecek... Velhasil muhtesem Imparatorlugumuz yikilip gidecekti!.. Asirlardan beri bu gaye pesinde kosan düsman, Tanzimâtçisini da, Yeni Osmanlisini da, Ittihatçisini da zaman zaman hep bu gaye ugruna besleyip bagrina basmis bu gaafilleri veya hainleri kendi usullerince ayni gaye ugruna yetistirmistir!.. Tanzimâtçidan Yeni Osmanli’ya, ondan da Ittihatçi’ya intikal eden bu gaflet veya ihanet nihayet netice vermis, tarihimize “irticâ” diye geçen Rumi: 31 Mart 1325, Milâdî 13 Nisan 1909 olayi sonunda Sultan Ikinci Abdülhamid Hân al-asagi edilmis, kendi ifadesiyle: “........ fimabaad (bundan sonra) ne pâdisahligin ve ne de hilâfetin ehemmiyeti kalmayacaktir. Zannedersem ben, hateme-i müluk (pâdisahlarin sonu) olacagim” demis ve gerçekten ondan sonra gelen kardeslerinden Suldan Resad (1909–1918) Ittihatçilar elinde esâretten bir saltanat sürmüs; Sultan Vahideddin (1918–1922) ise bahtsiz bir Osmanoglu olarak yurt disina hicret edip hayatini gurbette tamamlamistir!.. Ve sonrasi... 91 yil evvel 27 Nisan 1909 Sali günü “Meclis-i Millî” denilen içlerinde pek çok hainin de bulundugu Âyan/Senatör ve meb’ûsanin/milletvekillerinin bulundugu topluluk “tamamen uydurma, iftira, yalan, efsane saheseri” bir fetvâ ile Abdülhamid Hân’i tahtindan indirdi!.. Böylesine bir fetvâya Fetvâ Emini Haci Nuri Efendi bütün tehdit ve tazyike ragmen muhalefet ederek meslek-i ilmiyyenin haysiyyetini korumustur. Mevlâ râhmet eyleye... Sultan Ikinci Abdülhamid Hân’i tahtindan indirenlerin basinda Talât Pasa vardir. Mason, hem de Üstad-i-a’zam derecesinde mason olan bu Talât Pasa için Falih Rifki Atay: “Imlâsini bizim düzeltecegimiz kadar Türkçesi vardi” der!.. ![]() O tarihe kadar pek çok pâdisah hal’ edilmis/tahtindan indirilmis, hattâ Ikinci Osman/Genç Osman (1618–1622) ve Abdülaziz Hân (1861–1876) gibi öldürülenler olmus, fakat Istanbul disina sürgün edilen pâdisah olmamisti!.. Hareket Ordusu basinda Istanbul’a giren ve Abdülhamid Hân’in “büyüklügü” sayesinde müdhis bir lüpçülükle zafer (!!!) kazanip tam bir diktatör kesilen Mahmud Sevket Pasa bu sürgün isini plânlayan kimsedir!.. Sultan Hamid bu nankörün tertibi, oyunu ile Selânik’e giderken, Istanbul’da korkunç bir soygun baslamis, daha evvel kaydettigimiz bu korkunç soygun tarihimize “Yildiz Yagmasi” diye geçmis ve bu “yagma”dan kurtulabilen yalniz Yildiz Kütüphânesi olmustur!.. 91 yil evvel 27 Nisan 1909 Sali günü baslayan Abdülhamid Hân’in Selânik’deki sürgün hayati 1912 yilinin 1 Kasim Cuma gününe kadar üç sene, alti ay, üç gün devam etmistir!.. Bu üç buçuk yillik sürgün hayatinin zorluklari, istirabi, hüznü ve üstelik servet gasbi basta Mahmud Sevket Pasa olmak üzere, Ittihatçi çete basindaki sergerdelerin yüz karasidir!.. Bu haftaki yazimizi Ali Riza Alp’in bir cümlesiyle noktalayalim: “Abdülhamid’i kötülemek cehalettir.” Kaynak: Milli gazete, 28.04.2000
__________________
İnsan azap çekmez, Allah yazmayınca. Allah azap yazmaz, insan azmayınca Müslüman Paranın Yanında da Müslüman Olabilendir... Merhameti Olmayana, Merhamet Edilmez!!!" Hz. Muhammed (S.A.V) |
![]() |
![]() |
Facebook'ta Paylaş Twitter'da Paylaş
Etiketler |
Yok |
Seçenekler | |
Stil | Konuyu değerlendir |
|
|