![]() |
#15 |
Profesyonel Defineci
![]() Üyelik tarihi: Jan 2009
Mesajlar: 221
Tecrübe Puanı: 52017 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]()
Osmanlıca Sözlük (R)
________________________________________ RABB: 1. Efendi, sahip. 2. Terbiye eden, besleyen. 3. Rab, Allah. RABBANİYYUN: Kendilerini tamamıyla Allah yoluna vermiş olanlar. RABITA: 1. İki şeyi birbirine bağlayan nesne. 2. İlgi, münasebet, bağlılık, mensupluk. 3. Düzen, tertip. RÂBIT-RABITA: 1. Bağlayıcı, bitiştirici. 2. Nefsini ezip kendini Allah'a bağlamış. RÂCİ: 1. Geri dönen. 2. Dokunan, ilgisi bulunan. RACİH-RACİHA: Değerlerinden üstün, daha önce, tercihli. RA'D: Gök gürültüsü. RADIYELLAHU ANH: Allah ondan razı olsun. RADIYELLAHU ANHÜMA: Allah o ikisinden razı olsun. RADIYELLAHÜ ANHÜM: Allah onlardan razı olsun. RAFİZÎ: Râfizi fırkasından olan, Hz. Ebubekir, Ömer ve Osman'ın halifeliğini kabul etmeyenlerden olan. RAĞMEN: Zıddına, inadına davranma, körlük ve nisbet. RAHAT: Dinlenme, sıkıntısızlık, dinçlik. RÂHİB: Manastırda oturan hıristiyan din adamı, keşiş. RÂHİLE: 1. Yük hayvanı. 2. Kervan, yolcular sürüsü. RAHİM: 1. Dölyatağı, rahim. 2. Akrabalık. RAHÎM: Esirgeyen, acıyan, merhamet eden. RAHMET: 1. Esirgeme, merhamet. 2. Yağmur. RAİYYE: 1. Otlatılan hayvan sürüsü. 2. Bir hükümdar idaresinde bulunan ve vergi veren halklar. RAKİB: 1. Başka biri ile aynı şeyi isteyen. 2. Bir işte çalışanlarla yarış ederek ileri geçmek isteyenlerden her biri. 3. Murakabe eden, kontrol eden. RASAD: 1. Gözleme, gözetme, gözlem. 2. Pusu tutma. RAÛF: 1. Pek esirgeyici, çok acıyıcı Allah'ın isimlerinden. RÂVİ: Rivayet eden, haber veren. RÂYİHÂ: Koku. RÂZI: Rıza gösteren, kabul eden. RECA: Umma, dileme, isteme, arzu. RECEZ: Müstef'ilün müstef'ilün, müstef'ilün müstef'ilün vezninin bahri. RECÎM: Taşlanmış. RECM: Taşa tutma, taşlama, birine atılan taş. RECMETME: Taşlayarak öldürme. REFAH: Bolluk, rahatlık. REFREF: 1. İnce, yumuşak kumaş. 2. Kemer saçağı. 3. Döşek, döşeme. 4. Kuşu çok çimenlik. 5. Dalları salkım salkım ağaç. REHBER: Yol gösteren, kılavuz. REÎS: Başta bulunan kimse, başkan. REKABET: 1. Gözleme, gözetleme. 2. Kendi işini yürütmeye çalışma. 3. Benzerleriyle yarışa çıkma. REK'AT: Namazın birimlerinden her biri. REKİK: 1. Kusurlu, tutuk. 2. Peltek, dili tutuk. REML-REMİL: Remil, kum falı: bazı işaretlerle gaipten haber verme. RE'SEN: Kimseye danışmadan, kendi başına, doğrudan doğruya. RESUL: 1. Elçi, haberci. 2. Kendisine kitap ve şeriat verilen peygamber. RESUL-İ ZİŞAN: Şanlı peygamber, Hz. Muhammed (s.a.v.). RESULÜ'S-SAKALEYN: İnsanların ve cinlerin peygamberi, Hz. Muhammed (s.a.s.) REVÂ: Layık uygun, caiz. REVAC: Sürüm, geçerlik, itibarda olma, herkesçe aranılma. REVNAK: Parlaklık, güzellik, tazelik, süs. RE'Y: 1. Görme, görüş. 2. Fikir, bir iş hakkında söylenen söz, oy. REYHAN: Fesleğen, hoş ve güzel koku. REZZAK: Bütün yaratıkların rızkını veren Allah. RIDVAN: 1. Cennet kapıcısı olan melek. 2. Razılık, hoşnutluk. RIZA: 1. Hoşnutluk, memnunluk, razı olma, peki deme. 2. İstek, kendi isteği. 3. Allah'ın yazdığına boyun eğme. RIZK: 1. Yiyecek içecek şey, azık, kut. 2. Allah'ın herkese nasip kıldığı nimet. RİBA: Faiz. RİBAT: 1. Bağ, bazı sinirler. 2. Sağlam yapı. 3. Han vesaire gibi konaklanacak yer. RİCA (RECA): Umma, dileme. RİCAL: 1. Erkekler, adamlar. 2. Yaya olanlar. 3. Rütbeli, mevki sahibi kimseler, hadis ravileri. RİC'AT: 1. Geri dönme, vazgeçme. 2. Erkeğin, boşadığı kadını, iddet süresi bitmeden tekrar nikahlaması. RİDA': Örtü, belden yukarıya örtülen örtü. RİKKAT: 1. İncelik, yufkalık. 2. Acıma, yürek etkilenmesi. RİSALET: 1. Elçilik, habercilik. 2. Peygamberlik. RİSALETPENAH: Peygamberimiz. RİŞVET (RÜŞVET): Bir iş gördürmek, haksızı haklı göstermek gibi maksatlarla bir görevliye verilen para, mal veya sağlanan menfaat. RİVAYAT: Rivayetler, Hz. Peygam-ber'den veya ashabından gelen haberler. RİYAZAT: Nefsi terbiye için az yiyip az uyuyarak dünya lezzetlerinden kurtulma. RİYAZET: Nefsi kırma, dünya lezzetlerinden uzaklaşmaya çalışma. RİYAZİ-RİYAZİYYE: Matematikle ilgili. RİYAZİYYAT: Matematik bilgisi. RUHANÎ: Ruha ait, ruhla ilgili, gözle görülemeyen, cismi olmayan. RUHBAN: Rahipler. RUKYE: Afsun, büyücü ve üfürükçülerin okuduğu şeyler, nefes, üfürük, okuyup üfleme. RÜCU': Geri dönme, cayma, fikrini değiştirme. RÜKN: 1. Bir şeyin en sağlam tarafı, temeli, direği. 2. Kolon, direk. 3. Önemli kimse. RÜKÛ: Namazda elleri dizlere dayayarak eğilme hareketi, aşırı saygı gösterme. RÜSUH: İlmin derinliğine inmek, dalmak, ilimde ileri gitmek. RÜSVA (RÜSVAY): Rezil, maskara, ayıpları ortaya çıkarılmış. RÜŞD: 1. Erginlik. 2. Doğru yola gitme.İSBAT-I RÜŞD: Erginliğini ispat etme. RÜTBE: 1. Sıra, basamak. 2. Nicelik, derece. RÜ'YET: 1. Görme, bakma. 2. İdare etme, çevirme. RÜ'YET-İ HİLÂL: Ayı görme.
__________________
HAYATTA EN DEĞERLİ HAZİNE SEVGİDIR.. |
![]() |
![]() |
Etiketler |
Yok |
Seçenekler | |
Stil | Konuyu değerlendir |
|
|